13 Ekim 2012 Cumartesi

Yol Kesen PKK'lıyı Öldüren Polise Suç Duyurusu


Tunceli'de geçen akşam yol kesen PKK'lıların içinde bulunduğu yolcu minibüsünü durdurmak istemesi üzerine, teröristlerden birini öldürüp diğerini yaralayan polis hakkında suç duyurusunda bulunuldu.

Tunceli- Pülümür yolunda de dün akşam saatlerinde yol kesen PKK'lıların, içinde bulunduğu yolcu minibüsünü de durdurmak istemesi üzerine araçtan inip, PKK'lılar çatışan polis memuru hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunuldu. Tunceli- Erzincan ve Elazığ arasında yolcu taşıyan VİP Sevgi Turizm Şirketi'nin yöneticisi Haydar Bulut, bürosunda düzenlediği basın toplantısında, yolcuların hayatını tehlikeye attığı iddiasıyla, yol kesen PKK'lılar ile çatışmaya giren polis hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.

"POLİS YOLCULARI TEHLİKEYE ATTI"

Polis memurunun yasak olduğu halde Tunceli- Erzincan karayolunda seyahat ettiğini ileri süren Haydar Bulut, şunları söyledi:

"11.10.2012 tarihinde saat 15.30 sularında içinde 4 yolcu bulanan şirketimize ait 23 LE 627 plakalı aracımız ile yolcuları Erzincan'a taşıdığımız sırada, yolun 30'uncu kilometrede yol kesen PKK'lılar şirketimize ait aracı durdurup kimlik kontrolü yapmak istemişlerdir. Araç durdurulduktan sonra bir PKK'lı araca yaklaşarak, 'kimlik kontrolü yapılacak' dediği sırada şoförün hemen yanında oturan ve daha sonra polis olduğunu öğrendiğimiz şahıs, belinden silahını çekerek 4-5 el ateş ederek PKK'lıyı vurmuştur. Araç içindeki polis memurunun ateş etmesiyle birlikte arabanın arkasında bulunan diğer PKK'lılar da araca ateş etmeye başlamıştır. Ateş altında kalan araç şoförü ve diğer yolcular, yol kenarındaki bir kaya ve köprünün altına yaralı olarak sığınmışlardır. 10-15 dakika sonra silah sesleri kesilince köprünün altına sığınan polis memuru, şoförümüze bağırarak aracı Tunceli yönüne döndürmesini istemiş, ancak şoför güvenli bir durumun olmadığını ve araca gidemeyeceğini söylediği sırada polis memuru kendisi arabaya girip aracı Tunceli yönüne çevirerek şoför dahil diğer 3 yaralı yolcuyu da araca alarak aracı Tunceli'ye kadar kullanmış ve yaralıları hastaneye getirmiştir."

"SAVCILIĞA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUK"

Yolcuların can güvenliğini tehlikeyi soktuğu iddiasıyla polis memurundan şikayetçi olduklarını ifade eden şirket yetkilisi Bulut, "Tasvip etmediğimiz bu olaydan derin üzüntü ve acı duymaktayız. Bunu özellikle belirtmek istiyoruz. Ayrıca güvenlik güçlerine yasak olan bu yolda seyahat edip, bizim ve yolcularımızın can güvenliğini tehlikeye soktuğu için polis memuru hakkında yetkili mercilerin gerekli yasal işlemleri başlatılmasını istiyoruz. Şirket olarak da yolcularımızın can güvenliğini tehlikeye soktuğu için polis memuru hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduk" dedi.

SÜRÜCÜ YAŞADIKLARINI ANLATTI

PKK'lıların saldırısına maruz kalan aracı kullanan Tansu Özdağ, yaşadığı dehşet anlarını hala unutamadığını belirterek, şunları anlattı:

"Saat 15.30 sularında 4 yolcu ile yola çıktık. 30'uncu kilometrede yolumuzu kesen 2 PKK'lı araçları durdurarak bize yaklaştı ve benim oturduğum pencereden, 'kimlik kontrolü' dedi. Ben elimi cebime atıp kimliğimi çıkarmak istediğim sırada polis olduğunu bilmediğim şahıs hemen yanımda oturuyordu. Ve birden yanımdaki adam silahla PKK'lıya 5 el ateş ederek vurdu şoka uğradım ve ne yapacağımı şaşırdım. Her yerden kurşun gelmeye başladı. Kalçamdan hafif yaralandım, sonra yol ortasındaki pikapın arkasına gittim. Araçtaki diğer 3 kişi de yaralandı. Onlar da geldi yanıma. Sonra yolun kenarına gidip köprünün altına girdik bekledik. O sırada polis memuru da yanımıza geldi. Yaklaşık 15 dakika sonra silah sesleri susunca polis bana, 'hadi git aracı Tunceli yönüne çevir' dedi.

Ben kabul etmedim. Silahlı adamların yukarda olduğunu, bizi vurabileceklerini belirtim. Bunu dedikten sonra polis aniden yerinden fırladı ve araca binip yaralı halde aracı hızlı bir şekilde Tunceli yönüne çevirdi ve 'çabuk olun' diye bize bağırdı. 'Hadi birden gitmemiz lazım, hızlı hareket edin, hızlı olun araca binin hemen' diyerek yaralıları da araca bindirdikten sonra, kendisi aracı kullanarak hızla Tunceli yönüne doğru geldik. Yaralıları Tunceli il merkezi girişine kadar getirerek ambulansa teslim etti. Hala o anları hatırlıyorum ve o şoku üzerimden atamadım."

En son haberler : Yol Kesen PKK'lıyı Öldüren Polise Suç Duyurusu

En son haberler : Yol Kesen PKK'lıyı Öldüren Polise Suç Duyurusu: Tunceli'de geçen akşam yol kesen PKK'lıların içinde bulunduğu yolcu minibüsünü durdurmak istemesi üzerine, teröristlerden birini öldürüp di...

Başbakan'dan Önder Aytaç'a Dava



Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Twitter'da kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle Yazar Önder Aytaç hakkında suç duyurusunda bulundu.

Erdoğan'ın avukatları Ali Özkaya, Muammer Cemaloğlu ve Burhanettin Sevencan tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na verilen suç duyurusu dilekçesinde, Aytaç'ın 20 Eylül'de, Twitter'a, Başbakan Erdoğan'a yönelik hakaret içerikli ifadeler yazdığı kaydedildi.

Yazının, Başbakan Erdoğan'ın ''kamu görevi'' nedeniyle suç teşkil ettiği savunulan dilekçede, söz konusu yazı ile Aytaç'ın sınırları aşarak doğrudan küfür ettiği iddia edildi.

'PARMAKLARIM BÜYÜKTÜ' DEMİŞTİ

Aytaç'ın, yazıyla ilgili ''parmaklarım büyüktü, yanlışlıkla, sehven oldu'' gibi ciddiye alınması mümkün olmayan açıklamalar yaptığı ifade edilen dilekçede, ''Yazıları tarafımızdan dikkatle takip edilen şüphelinin yazıyı bilerek ve isteyerek yazdığı açıkça görülmektedir'' denildi.

Dilekçede, Aytaç'a ''hakaret'' suçundan kamu davası açılması talep edildi.

Türkler Anadolu'ya İslamiyet'ten Önce Geldi İddiası



Denizli'nin Bozkurt İlçesi'ne bağlı İnceler Beldesi'nde yapılan keşfin, tarih kitaplarınıdeğiştireceği iddia edildi.

Üzerinde Göktürk alfabesiyle yazılan yazıların bulunduğu kayanın, Türkler’in Batı Anadolu’ya İslamiyet’ten önce geldiklerini ortaya koyduğu ileri sürüldü.

Denizli'de Doğa Sevenler Derneği (DOSEV) üyelerinin geçtiğimiz günlerde Bozkurt İlçesi’nin İnceler Beldesi’ndeki bir doğa gezisi sırasında gördükleri kaya, inanılmaz bir tarihi gizemi ortaya çıkardı.

Bir mağarada kayanın üzerinde ilginç ve çok eski işaretler gören DOSEV üyeleri, fotoğraflarını çekti. Fotoğrafları inceleyen tarih araştırmacısı Kürşad Baytok, işaretlerin Göktürk alfabesiyle yazıldığını ve Göktürkler’e ait olduğunu iddia etti. İşaretlerin çevirisini yapan araştırmacı Baytok, ‘Üç Enenmiş At Aldı’ cümlesinin kayada yer aldığını ve 8′inci Yüzyıl’a ait olabileceğini ileri sürdü.

Eserin korunması ve kayda alınması gerektiğini belirten araştırmacı Kürşad Baytok, “Ortaya çıkan bu önemli eser, kesinleştiği takdirde Türkler’in Batı Anadolu’ya İslamiyet’ten önce geldiklerinin kanıtı olacak. Tarih yeniden yazılabilir. Türkler’in Anadolu’ya gelişi kitaplarda 1071 Malazgirt Savaşı olarak yazıyor. Ancak bulunan eserler, bunun daha eski olduğunu gösteriyor” dedi.

Kayanın üzerindeki alfabenin 10′uncu Yüzyıl’da kullanımının bırakıldığını belirten Baytok, “Bu da Göktürkler tarafından kullanılan alfabelerde yer alan şekillerin 8′inci Yüzyıl’da kullanılmış olma ihtimalini ortaya çıkarıyor. Bu da Türkler’in bu tarihlerde Anadolu’da özellikle de Batı Anadolu’da bulunduğu anlamına geliyor” diye konuştu.

DOSEV Başkanı Ümit Şıracı, kayanın korunması gerektiğini belirterek, “Doğa gezisi sırasında işaretler ilgimizi çekti. Fotoğraflarını çekip incelettik. Biz de çok şaşırdık. Bölgede böyle bir eserin korunması gerekiyor. Gerekli yerlere bildirdik” dedi.

Rusya'dan Tehlikeli Nükleer Açıklama



Rusya, kimyasal ve biyolojik silahların azaltılması anlaşmasını uzatmayabileceğini açıkladı.

1991’de imzalanan ve iki kez yenilenen anlaşma, dağılan Sovyetler Birliği’nden kalan nükleer, kimyasal ve biyolojik silahların ABD’nin yardımıyla azaltılmasını öngörüyor. Rusya Dışişleri Bakanlığı, Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov’un önceki gün anlaşmanın süresinin gelecek yıl dolacağını hatırlatarak, anlaşmadan çekilmek istediklerini açıkladı. Rus Interfax haber ajansına konuşan Ryabkov, “yeni gerçekler ışığında anlaşmanın artık kendilerini tatmin etmediğini” söyledi. Ryabkov, anlaşma şartlarına göre Washington’ın tek taraflı olarak Rusya’nın nükleer programıyla ilgili hassas bilgilere ulaşmasından Moskova’nın rahatsızlık duyduğunu kaydetti.

Ancak Rusya Dışişleri Bakanlığı, Sergey Ryabkov’un önceki günkü açıklamalarının ardından ayrı bir açıklama yayımlayarak anlaşmanın farklı koşullar altında yenilenebileceğini kaydetti. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Victoria Nuland da Washington ve Moskova’nın önümüzdeki yıl Haziran ayında süresi dolacak anlaşmanın yenilenmesi için görüşmelerini sürdürdüklerini kaydetti.

Moskova’dan gelen bu açıklamalar, ABD ile ilişkilerde yaşanan soğukluğu bir kez daha ortaya koydu. İki ülke ilişkileri son olarak Moskova’nın bir Amerikan kalkınma ajansını kapatmasıyla gerilmişti. Rusya, yabancı sivil toplum kuruluşlarının, ülkedeki muhalifleri Moskova yönetimine karşı desteklediğini öne sürüyor.

ABD’li senatör Richard Lugar, geçen ağustos ayında anlaşmanın yenilenmesi amacıyla temaslarda bulunmuştu. Lugar, bir diğer Amerikalı senatör Sam Nunn ile birlikte anlaşmaya önayak olmuştu.

8 MİLYAR DOLAR HARCANDI

ABD, program için yakşalık 8 milyar dolarlık ekipman sağladı. Sağlanan yardımlar arasında, nükleer başlıkların taşınması için araç ve depolama tesisleri için ileri teknolojili güvenlik sistemleri de bulunuyor.

ABD ile Rusya arasında nükleer silahlar konusunda aralarında START anlaşmasının da bulunduğu bir dizi anlaşma bulunuyor. Uzun menzilli silahların azaltılmasını öngören START son olarak Şubat 2011’de yeniden yürürlüğe girmişti.

Şemdinli'de 13 Terörist Etkisiz Hale Getirildi


Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde çıkan çatışmada 13 terörist etkisiz hale getirildi.

Şemdinli ilçesi Kırmızı Tepe Yaylapınar mevkiinde bir grup terörist tespit eden güvenlik güçleri ile teröristler arasında çıkan çatışmada ilk belirlemelere göre 5 asker hafif şekilde yaralandı. 13 terörist ise etkisiz hale getirildi.

Bölgede operasyon hem karadan, hem havadan devam ediyor.

Bölgeye sevk edilen özel birliklerin, kalabalık olan teröristleri Kırmızı Tepe'de sıkıştırdığı ve operasyonların devam ettiği belirtildi.

Lavrov: Türkiye'den Cevap Bekliyoruz


Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye'nin indirdiği Suriye Havayolları'na aituçakta kargo içeriği ve belgeler açısından uluslararası hukuku ihlal eden herhangi bir durum olmadığını söyledi.

Sergey Lavrov, Türkiye’den büyükelçilik görevlilerinin Rus vatandaşlarına ulaşmasına neden engel olunduğu ile ilgili açıklama beklediklerini yineledi.

Suriye uçağı ile ilgili bir kısım spekülasyonlar olduğunu, kendilerinin gizli herhangi bir durumlarının olmadığını ifade eden Lavrov, “Bizuçakta herhangi bir mühimmat olmadığını teyit ediyoruz. Uçakta bir kısım radar istasyonu ile ilgili elektro-teknik malzemeler vardı. Bu elementler çift amaçlı kullanılabiliyor. Herhangi bir uluslar arası konvansiyon bunu yasaklamıyor” dedi.

“Taşınan malzemeler kurallara tamamıylauygun” açıklamasında bulunan Rusya Dışişleri Bakanı, “Bu tür kargoların sivil uçaklarla taşınması alışılmış bir uygulama. Suriye uçağı Türk hava sahasına girmeden önce rotasını değiştirmesi ya da Ankara’ya inmesi konusunda Türk makamları uyarmış. Pilot da uçakta yasal olmayan bir şey olmadığını bildiği için inmeyi tercih etmiş” dedi.

“Edindiğimiz bilgilere göre alıcı tarafın kargonun kendi malı olduğunu için  kendisine ulaştırılmasını talep edecek” değerlendirmesinde bulunan Rus Bakan, “Biz de Türkiye’den resmi bir açıklama bekliyoruz. Neden uçakta bulunan Rusya vatandaşı yolcular neden Rusya Ankara Büyükelçiliği çalışanları ile görüştürülmedi?” sorusunu yöneltti.

Rusya emri verdi: Köstebeği bulun

Rusya, F-16’ların indirdiği Suriye uçağında hava savunma sistemlerinde kullanılan radar malzemesi olduğunu kabul etti. Kremlin, Rus istihbaratına ‘Türkiye’ye bilgi sızdıran köstebeği bulun’ talimatı verdi.

Uçakla ilgili istihbarat Rusya’da tartışma yarattı. Rus Kommersant gazetesi istihbaratın Rusya’nın içinden gelmiş olabileceğine dikkat çekti. Rusya resmi iç istihbaratı FSB’nin uçağının taşıdığı kargoyla ilgili bilgiyi sızdıranların peşine düşeceği belirtildi. Gazetenin edindiği bilgiye göre FSByakın zamanda Suriye uçağındaki kargoyla ilgili bilgi sızdıranları bulmak için ilgili Rus kurumlarında inceleme yapacak. Kommersant’a konuşan devlet kurumlarındaki bir yetkili, “Türkiye Hava Kuvvetleri uçağı durdurmak için iki F-16 jetini görevlendirdi, çünkü büyük olasılık payıyla taşınan kargodan haberdar idi. Onlar emin olmasaydı, riske girmezlerdi” ifadelerini kullandı.

‘Çift taraflı teyitli kaynak’


Uçakla ilgili istihbaratın kaynağı da ayrı bir soru. Bir çok kişi bu istihbaratın CIA’den geldiğini iddia etti. Ancak VATAN’a konuşan yetkililer bu konuda çok net olarak “Evet kaynak CIA” ifadesini kullanmadı. Bunun yerine “Çift taraflı, teyitli kaynak” tabiri kullanılıyor. Bunun anlamı ise şu: İşbirliği olarak ABD desteği kabul ediliyor. Ancak istihbaratın ABD’den geldikten sonra Türkistihbarat birimleri tarafından da teyit yapıldığına dikkat çekiliyor. Bunun anlamı, uçak indirilmeye karar verildiğinde masada sadece ABD istihbaratı yoktu. Türk makamları tarafından da teyit edilmiş bir bilgi vardı.