13 Ekim 2012 Cumartesi

Yol Kesen PKK'lıyı Öldüren Polise Suç Duyurusu


Tunceli'de geçen akşam yol kesen PKK'lıların içinde bulunduğu yolcu minibüsünü durdurmak istemesi üzerine, teröristlerden birini öldürüp diğerini yaralayan polis hakkında suç duyurusunda bulunuldu.

Tunceli- Pülümür yolunda de dün akşam saatlerinde yol kesen PKK'lıların, içinde bulunduğu yolcu minibüsünü de durdurmak istemesi üzerine araçtan inip, PKK'lılar çatışan polis memuru hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunuldu. Tunceli- Erzincan ve Elazığ arasında yolcu taşıyan VİP Sevgi Turizm Şirketi'nin yöneticisi Haydar Bulut, bürosunda düzenlediği basın toplantısında, yolcuların hayatını tehlikeye attığı iddiasıyla, yol kesen PKK'lılar ile çatışmaya giren polis hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.

"POLİS YOLCULARI TEHLİKEYE ATTI"

Polis memurunun yasak olduğu halde Tunceli- Erzincan karayolunda seyahat ettiğini ileri süren Haydar Bulut, şunları söyledi:

"11.10.2012 tarihinde saat 15.30 sularında içinde 4 yolcu bulanan şirketimize ait 23 LE 627 plakalı aracımız ile yolcuları Erzincan'a taşıdığımız sırada, yolun 30'uncu kilometrede yol kesen PKK'lılar şirketimize ait aracı durdurup kimlik kontrolü yapmak istemişlerdir. Araç durdurulduktan sonra bir PKK'lı araca yaklaşarak, 'kimlik kontrolü yapılacak' dediği sırada şoförün hemen yanında oturan ve daha sonra polis olduğunu öğrendiğimiz şahıs, belinden silahını çekerek 4-5 el ateş ederek PKK'lıyı vurmuştur. Araç içindeki polis memurunun ateş etmesiyle birlikte arabanın arkasında bulunan diğer PKK'lılar da araca ateş etmeye başlamıştır. Ateş altında kalan araç şoförü ve diğer yolcular, yol kenarındaki bir kaya ve köprünün altına yaralı olarak sığınmışlardır. 10-15 dakika sonra silah sesleri kesilince köprünün altına sığınan polis memuru, şoförümüze bağırarak aracı Tunceli yönüne döndürmesini istemiş, ancak şoför güvenli bir durumun olmadığını ve araca gidemeyeceğini söylediği sırada polis memuru kendisi arabaya girip aracı Tunceli yönüne çevirerek şoför dahil diğer 3 yaralı yolcuyu da araca alarak aracı Tunceli'ye kadar kullanmış ve yaralıları hastaneye getirmiştir."

"SAVCILIĞA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUK"

Yolcuların can güvenliğini tehlikeyi soktuğu iddiasıyla polis memurundan şikayetçi olduklarını ifade eden şirket yetkilisi Bulut, "Tasvip etmediğimiz bu olaydan derin üzüntü ve acı duymaktayız. Bunu özellikle belirtmek istiyoruz. Ayrıca güvenlik güçlerine yasak olan bu yolda seyahat edip, bizim ve yolcularımızın can güvenliğini tehlikeye soktuğu için polis memuru hakkında yetkili mercilerin gerekli yasal işlemleri başlatılmasını istiyoruz. Şirket olarak da yolcularımızın can güvenliğini tehlikeye soktuğu için polis memuru hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduk" dedi.

SÜRÜCÜ YAŞADIKLARINI ANLATTI

PKK'lıların saldırısına maruz kalan aracı kullanan Tansu Özdağ, yaşadığı dehşet anlarını hala unutamadığını belirterek, şunları anlattı:

"Saat 15.30 sularında 4 yolcu ile yola çıktık. 30'uncu kilometrede yolumuzu kesen 2 PKK'lı araçları durdurarak bize yaklaştı ve benim oturduğum pencereden, 'kimlik kontrolü' dedi. Ben elimi cebime atıp kimliğimi çıkarmak istediğim sırada polis olduğunu bilmediğim şahıs hemen yanımda oturuyordu. Ve birden yanımdaki adam silahla PKK'lıya 5 el ateş ederek vurdu şoka uğradım ve ne yapacağımı şaşırdım. Her yerden kurşun gelmeye başladı. Kalçamdan hafif yaralandım, sonra yol ortasındaki pikapın arkasına gittim. Araçtaki diğer 3 kişi de yaralandı. Onlar da geldi yanıma. Sonra yolun kenarına gidip köprünün altına girdik bekledik. O sırada polis memuru da yanımıza geldi. Yaklaşık 15 dakika sonra silah sesleri susunca polis bana, 'hadi git aracı Tunceli yönüne çevir' dedi.

Ben kabul etmedim. Silahlı adamların yukarda olduğunu, bizi vurabileceklerini belirtim. Bunu dedikten sonra polis aniden yerinden fırladı ve araca binip yaralı halde aracı hızlı bir şekilde Tunceli yönüne çevirdi ve 'çabuk olun' diye bize bağırdı. 'Hadi birden gitmemiz lazım, hızlı hareket edin, hızlı olun araca binin hemen' diyerek yaralıları da araca bindirdikten sonra, kendisi aracı kullanarak hızla Tunceli yönüne doğru geldik. Yaralıları Tunceli il merkezi girişine kadar getirerek ambulansa teslim etti. Hala o anları hatırlıyorum ve o şoku üzerimden atamadım."

En son haberler : Yol Kesen PKK'lıyı Öldüren Polise Suç Duyurusu

En son haberler : Yol Kesen PKK'lıyı Öldüren Polise Suç Duyurusu: Tunceli'de geçen akşam yol kesen PKK'lıların içinde bulunduğu yolcu minibüsünü durdurmak istemesi üzerine, teröristlerden birini öldürüp di...

Başbakan'dan Önder Aytaç'a Dava



Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Twitter'da kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle Yazar Önder Aytaç hakkında suç duyurusunda bulundu.

Erdoğan'ın avukatları Ali Özkaya, Muammer Cemaloğlu ve Burhanettin Sevencan tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na verilen suç duyurusu dilekçesinde, Aytaç'ın 20 Eylül'de, Twitter'a, Başbakan Erdoğan'a yönelik hakaret içerikli ifadeler yazdığı kaydedildi.

Yazının, Başbakan Erdoğan'ın ''kamu görevi'' nedeniyle suç teşkil ettiği savunulan dilekçede, söz konusu yazı ile Aytaç'ın sınırları aşarak doğrudan küfür ettiği iddia edildi.

'PARMAKLARIM BÜYÜKTÜ' DEMİŞTİ

Aytaç'ın, yazıyla ilgili ''parmaklarım büyüktü, yanlışlıkla, sehven oldu'' gibi ciddiye alınması mümkün olmayan açıklamalar yaptığı ifade edilen dilekçede, ''Yazıları tarafımızdan dikkatle takip edilen şüphelinin yazıyı bilerek ve isteyerek yazdığı açıkça görülmektedir'' denildi.

Dilekçede, Aytaç'a ''hakaret'' suçundan kamu davası açılması talep edildi.

Türkler Anadolu'ya İslamiyet'ten Önce Geldi İddiası



Denizli'nin Bozkurt İlçesi'ne bağlı İnceler Beldesi'nde yapılan keşfin, tarih kitaplarınıdeğiştireceği iddia edildi.

Üzerinde Göktürk alfabesiyle yazılan yazıların bulunduğu kayanın, Türkler’in Batı Anadolu’ya İslamiyet’ten önce geldiklerini ortaya koyduğu ileri sürüldü.

Denizli'de Doğa Sevenler Derneği (DOSEV) üyelerinin geçtiğimiz günlerde Bozkurt İlçesi’nin İnceler Beldesi’ndeki bir doğa gezisi sırasında gördükleri kaya, inanılmaz bir tarihi gizemi ortaya çıkardı.

Bir mağarada kayanın üzerinde ilginç ve çok eski işaretler gören DOSEV üyeleri, fotoğraflarını çekti. Fotoğrafları inceleyen tarih araştırmacısı Kürşad Baytok, işaretlerin Göktürk alfabesiyle yazıldığını ve Göktürkler’e ait olduğunu iddia etti. İşaretlerin çevirisini yapan araştırmacı Baytok, ‘Üç Enenmiş At Aldı’ cümlesinin kayada yer aldığını ve 8′inci Yüzyıl’a ait olabileceğini ileri sürdü.

Eserin korunması ve kayda alınması gerektiğini belirten araştırmacı Kürşad Baytok, “Ortaya çıkan bu önemli eser, kesinleştiği takdirde Türkler’in Batı Anadolu’ya İslamiyet’ten önce geldiklerinin kanıtı olacak. Tarih yeniden yazılabilir. Türkler’in Anadolu’ya gelişi kitaplarda 1071 Malazgirt Savaşı olarak yazıyor. Ancak bulunan eserler, bunun daha eski olduğunu gösteriyor” dedi.

Kayanın üzerindeki alfabenin 10′uncu Yüzyıl’da kullanımının bırakıldığını belirten Baytok, “Bu da Göktürkler tarafından kullanılan alfabelerde yer alan şekillerin 8′inci Yüzyıl’da kullanılmış olma ihtimalini ortaya çıkarıyor. Bu da Türkler’in bu tarihlerde Anadolu’da özellikle de Batı Anadolu’da bulunduğu anlamına geliyor” diye konuştu.

DOSEV Başkanı Ümit Şıracı, kayanın korunması gerektiğini belirterek, “Doğa gezisi sırasında işaretler ilgimizi çekti. Fotoğraflarını çekip incelettik. Biz de çok şaşırdık. Bölgede böyle bir eserin korunması gerekiyor. Gerekli yerlere bildirdik” dedi.

Rusya'dan Tehlikeli Nükleer Açıklama



Rusya, kimyasal ve biyolojik silahların azaltılması anlaşmasını uzatmayabileceğini açıkladı.

1991’de imzalanan ve iki kez yenilenen anlaşma, dağılan Sovyetler Birliği’nden kalan nükleer, kimyasal ve biyolojik silahların ABD’nin yardımıyla azaltılmasını öngörüyor. Rusya Dışişleri Bakanlığı, Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov’un önceki gün anlaşmanın süresinin gelecek yıl dolacağını hatırlatarak, anlaşmadan çekilmek istediklerini açıkladı. Rus Interfax haber ajansına konuşan Ryabkov, “yeni gerçekler ışığında anlaşmanın artık kendilerini tatmin etmediğini” söyledi. Ryabkov, anlaşma şartlarına göre Washington’ın tek taraflı olarak Rusya’nın nükleer programıyla ilgili hassas bilgilere ulaşmasından Moskova’nın rahatsızlık duyduğunu kaydetti.

Ancak Rusya Dışişleri Bakanlığı, Sergey Ryabkov’un önceki günkü açıklamalarının ardından ayrı bir açıklama yayımlayarak anlaşmanın farklı koşullar altında yenilenebileceğini kaydetti. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Victoria Nuland da Washington ve Moskova’nın önümüzdeki yıl Haziran ayında süresi dolacak anlaşmanın yenilenmesi için görüşmelerini sürdürdüklerini kaydetti.

Moskova’dan gelen bu açıklamalar, ABD ile ilişkilerde yaşanan soğukluğu bir kez daha ortaya koydu. İki ülke ilişkileri son olarak Moskova’nın bir Amerikan kalkınma ajansını kapatmasıyla gerilmişti. Rusya, yabancı sivil toplum kuruluşlarının, ülkedeki muhalifleri Moskova yönetimine karşı desteklediğini öne sürüyor.

ABD’li senatör Richard Lugar, geçen ağustos ayında anlaşmanın yenilenmesi amacıyla temaslarda bulunmuştu. Lugar, bir diğer Amerikalı senatör Sam Nunn ile birlikte anlaşmaya önayak olmuştu.

8 MİLYAR DOLAR HARCANDI

ABD, program için yakşalık 8 milyar dolarlık ekipman sağladı. Sağlanan yardımlar arasında, nükleer başlıkların taşınması için araç ve depolama tesisleri için ileri teknolojili güvenlik sistemleri de bulunuyor.

ABD ile Rusya arasında nükleer silahlar konusunda aralarında START anlaşmasının da bulunduğu bir dizi anlaşma bulunuyor. Uzun menzilli silahların azaltılmasını öngören START son olarak Şubat 2011’de yeniden yürürlüğe girmişti.

Şemdinli'de 13 Terörist Etkisiz Hale Getirildi


Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde çıkan çatışmada 13 terörist etkisiz hale getirildi.

Şemdinli ilçesi Kırmızı Tepe Yaylapınar mevkiinde bir grup terörist tespit eden güvenlik güçleri ile teröristler arasında çıkan çatışmada ilk belirlemelere göre 5 asker hafif şekilde yaralandı. 13 terörist ise etkisiz hale getirildi.

Bölgede operasyon hem karadan, hem havadan devam ediyor.

Bölgeye sevk edilen özel birliklerin, kalabalık olan teröristleri Kırmızı Tepe'de sıkıştırdığı ve operasyonların devam ettiği belirtildi.

Lavrov: Türkiye'den Cevap Bekliyoruz


Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye'nin indirdiği Suriye Havayolları'na aituçakta kargo içeriği ve belgeler açısından uluslararası hukuku ihlal eden herhangi bir durum olmadığını söyledi.

Sergey Lavrov, Türkiye’den büyükelçilik görevlilerinin Rus vatandaşlarına ulaşmasına neden engel olunduğu ile ilgili açıklama beklediklerini yineledi.

Suriye uçağı ile ilgili bir kısım spekülasyonlar olduğunu, kendilerinin gizli herhangi bir durumlarının olmadığını ifade eden Lavrov, “Bizuçakta herhangi bir mühimmat olmadığını teyit ediyoruz. Uçakta bir kısım radar istasyonu ile ilgili elektro-teknik malzemeler vardı. Bu elementler çift amaçlı kullanılabiliyor. Herhangi bir uluslar arası konvansiyon bunu yasaklamıyor” dedi.

“Taşınan malzemeler kurallara tamamıylauygun” açıklamasında bulunan Rusya Dışişleri Bakanı, “Bu tür kargoların sivil uçaklarla taşınması alışılmış bir uygulama. Suriye uçağı Türk hava sahasına girmeden önce rotasını değiştirmesi ya da Ankara’ya inmesi konusunda Türk makamları uyarmış. Pilot da uçakta yasal olmayan bir şey olmadığını bildiği için inmeyi tercih etmiş” dedi.

“Edindiğimiz bilgilere göre alıcı tarafın kargonun kendi malı olduğunu için  kendisine ulaştırılmasını talep edecek” değerlendirmesinde bulunan Rus Bakan, “Biz de Türkiye’den resmi bir açıklama bekliyoruz. Neden uçakta bulunan Rusya vatandaşı yolcular neden Rusya Ankara Büyükelçiliği çalışanları ile görüştürülmedi?” sorusunu yöneltti.

Rusya emri verdi: Köstebeği bulun

Rusya, F-16’ların indirdiği Suriye uçağında hava savunma sistemlerinde kullanılan radar malzemesi olduğunu kabul etti. Kremlin, Rus istihbaratına ‘Türkiye’ye bilgi sızdıran köstebeği bulun’ talimatı verdi.

Uçakla ilgili istihbarat Rusya’da tartışma yarattı. Rus Kommersant gazetesi istihbaratın Rusya’nın içinden gelmiş olabileceğine dikkat çekti. Rusya resmi iç istihbaratı FSB’nin uçağının taşıdığı kargoyla ilgili bilgiyi sızdıranların peşine düşeceği belirtildi. Gazetenin edindiği bilgiye göre FSByakın zamanda Suriye uçağındaki kargoyla ilgili bilgi sızdıranları bulmak için ilgili Rus kurumlarında inceleme yapacak. Kommersant’a konuşan devlet kurumlarındaki bir yetkili, “Türkiye Hava Kuvvetleri uçağı durdurmak için iki F-16 jetini görevlendirdi, çünkü büyük olasılık payıyla taşınan kargodan haberdar idi. Onlar emin olmasaydı, riske girmezlerdi” ifadelerini kullandı.

‘Çift taraflı teyitli kaynak’


Uçakla ilgili istihbaratın kaynağı da ayrı bir soru. Bir çok kişi bu istihbaratın CIA’den geldiğini iddia etti. Ancak VATAN’a konuşan yetkililer bu konuda çok net olarak “Evet kaynak CIA” ifadesini kullanmadı. Bunun yerine “Çift taraflı, teyitli kaynak” tabiri kullanılıyor. Bunun anlamı ise şu: İşbirliği olarak ABD desteği kabul ediliyor. Ancak istihbaratın ABD’den geldikten sonra Türkistihbarat birimleri tarafından da teyit yapıldığına dikkat çekiliyor. Bunun anlamı, uçak indirilmeye karar verildiğinde masada sadece ABD istihbaratı yoktu. Türk makamları tarafından da teyit edilmiş bir bilgi vardı. 

Bahçeli: Meclis'teki Fire Bizden Değil


Meclis'deki referandum krizinde fireci milletvekilleri aranıyor. Seçimlerin öne alınmasını öngören anayasa değişiklik teklifinin 8 fireyle 'referandum eşiğini' aşamadan kabul edilmesinin ardından açıklama yapan MHP lideri Bahçeli, 'daha önceki irade beyanına paralel hareket ettiklerini' söyledi.


Yerel seçim tarihinin 5 ay öne alınmasını öngören anayasa değişikliği teklifinin sürpriz bir şekilde 360 oyla geçmesi 'referandum' ihtimalini doğurdu.

Konuyla ilglili açıklama yapan MHP lideri Devlet Bahçeli, oylamada yaşanan firenin kendilerinden kaynaklanmadığını söyledi.

MHP'li vekillerin AK Parti'yle ortaya konulan iradeye uygun hareket ettiğini kaydeden Bahçeli şunları söyledi:

''İnancım odur ki TBMM'de bulunan arkadaşlardaha önceki irade beyanına paralel hareket ederek kabul oyunu vermişlerdir diye düşünmekteyim. Böyle bir durum karşısında MHP, sayın Cumhurbaşkanı tekrar Meclis'e gönderirse, referandum yolu itibariyle, o zaman MHP Meclis'te var olan iradesini devam ettirir.

Ama Cumhurbaşkanı'nın tasarrufu ne olursa olsun, geri çevirmedi; o zaman seçimlerin bundan böyle zamanında yapılması noktasında MHP yoluna devam eder. 29 Mart 2014 tarihindeseçimlerin yapılması konusunda da herhangi kendisine göre bir sakıncası yoktur. MHP 27 Ekim'e de, 29 Mart'a da hazır.''

8 FİRE VAR

Teklifi hazırlayan AK Parti ve MHP'nin Meclis'teki toplam sandalye sayısı 377 bulunuyor. Mazeretli odukları gerekçesiyle AK Part’de 4; Meclis’te 51 sandalyesi olan MHP’de de 5 milletvekili oylamaya katılamadı. Bu durumda iki partide oylamaya katılan 368 kişiden 8’inin teklife ‘hayır’ oyu verdiği ortaya çıkıyor.

AK Partili yetkililer, gizli oy nedeniyle firenin nereden kaynaklandığını tespit şanslarının bulunmadığını vurguladı. 

Ali Babacan Gelecek Planını Açıkladı



Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, siyasi geleceği ile ilgili konuştu ve önümüzdeki dönem, özel sektörde görevine döneceğini açıkladı.

AK Parti'de 3. dönemini dolduran BaşbakanYardımcısı Ali Babacan için Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı yakıştırılıyordu. Ancak Bakan, bu teoriye ters düşen açıklamalar yaptı. Babacan, "Siyaset ile ilgili uzun vadeli planlarım yok. Görev süremin bitmesinin ardından özel sektöre döneceğim" dedi.

Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası Sonbahar Toplantıları'na katılmak üzere Japonya'nın Başkenti Tokyo'da bulunan Babacan, bir televizyon kanalının sorularını yanıtladı.

"GÖREVİM BİTİNCE ÖZEL SEKTÖREDÖNECEĞİM"

Ekonomiyle ilgili genel değerlendirmeleri sonrası "AK Parti tüzüğü gereğince önümüzdekiseçimlere katılamayacaksınız. Bundan sonraki planlarınız nelerdir?" sorusuna Ali Babacan, "Bizpartinin kurumsallaşması adına böyle bir karar aldık ve doğru bir karar olduğunu düşünüyoruz. Siyasetle uzun vadeli planlarım yok. Yeni dönemde özel sektörde çalışmayı planlıyorum" dedi.

Financial Times'ta yayınlanan "Babacan'ın yeni kabinede olmamasının birçok yatırımcınıngözünde etkisinin iyi olmayacağı''na ilişkin haberin sorulması üzerine Babacan, "Ben özelsektörden geldim. Yaptığım işi askerlik görevi olarak görüyorum. Askerlik bitince asli görevime devam edeceğim" değerlendirmesini yaptı.

Eski Savcı 150 Kilo Eroinle Yakalandı

12 Ekim 2012 Cuma

250 Tank Sınırda


Suriye krizi: 250 tank sınırdaMeclis’in Suriye tezkeresini kabul etmesinin ardından hükümetin Genelkurmay’a gönderdiği ‘yüksek hazırlık’ talimatı kapsamında bölgeye Şanlıurfa, Mardin ve Gaziantep’ten yaklaşık 60 tank takviye gönderilerek, sınır boyunca en az 250 tank konuşlandırıldı. TSK, topçu birliklerini de takviye etti.










SURİYE tezkeresininTBMM'de kabul edilmesinin ardından hükümetin, Genelkurmay Başkanlığı’na gönderdiği, “yüksek hazırlık talimatları”nın ayrıntıları belli olmaya başladı. Hükümetin belirlediği çizgiler çerçevesinde Genelkurmay, Suriye sınırındaki askeri tedbirlerini arttırdı. Bu çerçevede sınıra 60 tankın yanı sıra topçu birlikleri de takviye edildi, bu araçlara destek amaçlı yeni siperler kazıldı. Hükümetin askerden almasını istediği önlemler şu an için Suriye’nin işgaline ilişkin bir adım atılmasını içermiyor. Askeri önlemler, Türkiye-Suriye sınırının tam güvenliğinin sağlanmasını, terörist sızmaların önlenmesini ve Suriye tarafından gelecek bir taciz durumunda buna anında karşılık verilmesini kapsıyor.


Suriye, Irak farklı
Yetkililer, tezkerenin Meclis’te kabul edilmesinin işin siyasi boyutunu oluşturduğunu anımsatarak, her tezkere sonrası hükümetin Genelkurmay’a askeri önlem çerçevesi verdiğine de dikkat çekiyorlar. Yetkililer, “Suriye tezkeresinin çerçevesi ile Kuzey Irak tezkeresinin farklı boyutlar içerdiğini” de belirtiyorlar.
2 tabur takviye
Genelkurmay, hükümetin çizdiği çerçevede sınırda yapılacakları yeniden belirledi ve takviye çalışmalarına hız verdi. Arazinin düz olması nedeniyle Türkiye’nin sınır egemenliğini korumada ağırlık Kara Kuvvetleri’nde bulunuyor. Bu kapsamda sınır boyuna Şanlıurfa, Mardin ve Gaziantep’ten 2 tank taburu (yaklaşık 60 tank) takviye gönderildi. Sınır boyunca en az 250 tankın konuşlu olduğu öğrenildi. TSK, topçu birliklerini de takviye etti. Topçu birlikleri arasında 40 kilometre menzilli Fırtına obüsleri de bulunuyor.
15 tane F-16  Diyarbakır’a
Diyarbakır ve Malatya-Erhaç ana hava üsleri ise her an hazır durumdalar. Diyarbakır’daki pist tamir çalışmaları tamamlandı. Dün Çanakkale, Konya ve Amasya’dan gönderilen 15 F-16 savaş uçağı, Diyarbakır’a gelerek sorunsuz bir şekilde 8’inci Ana Jet Üssü’ne indi. Askeri kaynaklar, Diyarbakır’da bulunan Pars ve Atmaca filolarına katılan 15 savaş uçağının, özellikle Suriye konusundaki gelişmeler üzerine gönderildiğini söyledi. Geçtiğimiz gün Diyarbakır’a gönderilen uçaklarla birlikte 2’nci Hava Kuvvet Komutanlığı’na takviye olarak gönderilen savaş uçağı sayısı 55’e yükseldi. Bir yetkili, Hürriyet’e şu bilgileri verdi:
Halı bombalaması
“Suriye sınırı, arazi yapısı nedeniyle zırhlı ve mekanize birliklerinin en kolay harekât yapacağı yerdir. Jetler halı bombalaması ile havadan ön temizliği yapar, daha sonra zırhlı ve mekanize birlikler de kendilerine verilen talimata uygun şekilde Suriye içine girerek sınır güvenliğini Suriye tarafında sağlar. Buna ihtiyaç duyulup duyulmayacağı, Suriye’nin tutumuna bağlıdır.”
Suriye  sınırına mevzi  kazılıyor
SURİYE’de 19 aydır devam eden iç karışıklık nedeniyle tedirginliğin sürdüğü Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesindeki sınır kapısı yakınlarına mevziler kazıldı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ve kuvvet komutanlarının sınırdaki incelemelerinin ardından bölgedeki güvenlik önlemleri artırılıyor. Akçakale’ye isabet eden ve 5 vatandaşın hayatını kaybettiği top mermisinin ardından, sınırdaki güvenlik önlemleri en üst seviyeye çıkarıldı. Akçakale Sınır Kapısı yakınında kazılan tek mevzide bekletilen ve üzerinde uçaksavar bulunan zırhlı personel taşıyıcının olduğu bölgeye bu kez yeni mevzi ve siperler kazılmaya başlandı. Kazıları tamamlanan mevzi ve siperlere asker ve zırhlı araçların yerleştirileceği belirtildi. - Hasan KIRMIZITAŞ Hadi KURT- Ömer ŞULUL / DHA

Kahraman polis PKK'yla tek başına çatıştı

PKK'yla tek başına çatıştı

Tunceli’de görevli bir polis memuru Pülümür karayolu üzerinde yol kesen PKK’lılarla çatışmaya girdi. Çatışmada 2 sivil ile birlikte yaralanan polis memurunun vurduğu 2 PKK’lıdan biri öldü.


Tunceli’den Pülümür İlçesi’ne giden içinde bir polis memuru ile 2 sivilin bulunduğu otomobil, karayolunun 15’inci kilometresine geldiğinde bir grup PKK’lının yol kestiğini gördü. PKK’lılar, içinde polis memurunun da bulunduğu otomobili durdurmak isteyince, polis memuru kendisini dışarıya atıp, üzerinde taşıdığı tabancasıyla ateş açtı. PKK’lıların da karşılık vermesi üzerine bir süre çatışma çıktı. Çatışmada polis memuru yanında bulunan 2 sivil ile birlikte yaralandı. Yaralı polis memuru da açtığı ateşte 2 PKK’lıyı yaraladı. Ağır yaralanan PKK’lılardan biri öldü.
Polis memuru yaralı halde PKK’lılarla çatışmanın ardından yanında yaralanan iki sivili de otomobile bindirip, çatışma bölgesinden hızla uzaklaşıp, Tunceli’ye geldi. Yaralı polis ve 2 sivil Tunceli Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Olası bir kan ihtiyacına karşılık çok sayıda polis memuru da hastaneye koştu.
Olayın ardından PKK’lıların bulunduğu bölgeye hava destekli operasyon düzenlendi. Karadan askerlerin sevk edildiği bölgede PKK’lıların kaçtığı alanlar Kobra helikopterler tarafından bombalandı.
ÖLDÜRÜLEN PKK’LININ CESEDİ YOL KENARINDA BULUNDU
Çatışma sırasında aynı araçta bulunan 3 sivilin de yaralanması sonrası yaralı haliyle aracı Tunceli’ye kadar getiren polis, 3 sivilin hayatını kurtardı. Geç saatlerde olay yerine giden gazeteciler polis memurunun öldürdüğü PKK’lının yol kenarındaki cesedini ve yanına düşen silahını görüntüledi.
KİMLİĞİ BELLİ OLDU
Pazarcık'ta çıkan çatışmada etkisiz  hale getirilen teröristlerden birinin sözde Pazarcık sorumlusu “Sipan” kod adlı  Selahattin Efe olduğu ortaya çıktı.

Vali Şükrü Kocatepe,  ilçeye bağlı  İncirli köyü kırsalında güvenlik güçleriyle teröristler arasında çıkan çatışmada  etkisiz hale getirilen teröristlerden birinin sözde Pazarcık sorumlusu “Sipan”  kod adlı Muş nüfusuna kayıtlı Selahattin Efe olduğunun tespit edildiğini  söyledi.

Diğer teröristin kimliğinin belirlenmesi için çalışma yürütüldüğünü ifade  eden Kocatepe, “Etkisiz hale getirilen teröristlerin geçtiğimiz aylarda  Pazarcık'ta karayolu ve demiryoluna bomba konulması olayını gerçekleştirdikleri  belirlendi. Güvenlik güçlerimiz bölgede operasyonlarını sürdürüyor. Çok şükür  herhangi bir yaralımız yok” diye konuştu.

Bu arada, Pazarcık Devlet Hastanesi morguna kaldırılan cenazelerin otopsi  yapılmak üzere Adana Adli Tıp Kurumu'na gönderileceği öğrenildi. Pazarcık İncirli  köyü kırsalında dün akşam çıkan çatışmada 2 terörist etkisiz hale getirilmişti.
         

Paris polislerin başını yaktı


İstanbul’a gelen Paris Hilton’a talimat almadan eskortluk yapan iki motosikletli trafik polisi hakkında idari soruşturma başlatıldı. Nöbet görevine çekilen üç yıllık iki polisin “Türkiye’nin imajına zarar gelmemesi için yardımcı olduk” dediği öne sürüldü.





Paris Hilton, kendisine eskortluk yapan polislerin başını yaktı... Reklam filmi çekimleri için geldiği İstanbul’da koruma ordusuyla gezen Paris Hilton, önceki akşam Saba Tümer’in programına katılmak üzere otelinden ayrılıp Ayazağa’daki stüdyoya gitti. Hilton’un içinde bulunduğu minibüse yol boyunca iki motosikletli trafik polisi eskortluk yaptı. Trafik polisleri, programın çekimi bitene kadar Ayazağa’daki stüdyonun önünden ayrılmadı, sonra da Hilton’a kaldığı otele kadar eşlik etti. Hilton’u taşıyan minibüsün sürücüsü, emniyet şeridini kullandı, trafik ışıklarını ve tek yön işaretlerini dikkate almadı.

Hüseyin Çapkın soruşturma başlattıPolislerin kendilerine görev verilmeden eskortluk yapmalarının basında yer alması, emniyette bomba etkisi yarattı. İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, jet hızıyla iki trafik polisi hakkında idari soruşturma başlattı. Trafik polisleri görevlerinden alınarak aynı birim içindeki bir hizmet binasında nöbet görevine çekildi. İki polisin eskortluk karşılığında herhangi bir menfaat temin etmediklerini iddia ederek, “Paris Hilton’un güvenliğinden sorumlu grubun yöneticisi ‘Türkiye’nin imajı için çok önemli. Bu nedenle yardımcı olursanız iyi olur’ dedi. Biz de Türkiye’nin imajına zarar gelmemesi için yardımcı olduk. Herhangi bir menfaat için yapmadık” dediği öne sürüldü. Polislerle ilgili verilecek cezanın idari soruşturma sonrasında netlik kazanacağı belirtildi.


Pijamalı veda 
Paris Hilton, büyük şaşaayla adım attığı İstanbul’dan, üzerinde kadife pijaması, sessiz sedasız ayrıldı.Reklam çekimi için geldiği İstanbul’da koruma ordusu ve polis eskortu eşliğinde dolaşan Paris Hilton, bu şaşaanın aksine şehri sessiz sedasız terk etti. Sabaha karşı 04:00 sularında kadife pijamalarıyla otelden ayrılıp Atatürk Havalimanı’nda bekleyen özel jetinin yolunu tutan Hilton’un yanında bu kez sadece şoförü ve bir özel koruma vardı.
Sinan Çetin’in filminde oynadıİstanbul’a reklam çekimi için gelen Paris Hilton, Sinan Çetin’in yeni filmine de konuk oyuncu olarak katıldı. Ünlü yönetmen, Paris Hilton’a ulaşmaya çalışan bir gencin (Erkan Köse) komik hikayesini konu alan filmin Hilton’lu sahnelerini, onun kaldığı The Edition Hotel’de çekti.

JÜRİYİ BİRBİRİNE KATTI


JÜRİYİ BİRBİRİNE KATTITarihinde bir çok tartışmaa sahne olan Antalya Altın Portakal Film Festivali bu yıl da olaysız geçmiyor. Bu defa da festivale, jüri başkanı Hülya Avşar'ın "Bu filmi festivalden göndertirim" dediği Dein Düşünce adlı film damgasını vurdu.


Avşar'ın ensest konusunu ele alan filmi uzman bir neyete izlettiği ortaya çıkınca jürinin diğer üyeleri tepki gösterdi.
Jüri üyeleri Selçuk Yöntem, Sümer Timaç; ayyegül Aldinç, Mine G. Kırıkkanat, Levent Tunca Arslan, Pelinsu Pir, Erdil Yaşaroğlu, Gülseren Güçhan ve Uğur İçbak'ın Hülya Avşar'a olan tepkilerini dile getirdiği basın açıklaması:
49. Antalya altın  Portakal Film Festivali’nde yer alan bir filmle ilgili olarak Ulusal Yarışma Ana Jüri Başkanı Hülya Avşar yetkililerden, diğer jüri üyelerinin haberi olmaksızın, bir doktorlar kurulu oluşturulup rapor hazırlatılmasını talep etmiş, rapor hazırlatılmış ve basına yansımıştır. Ardından Hülya Avşar girişimin tamamen kişisel merakıyla  gerçekleştiğini söylemiş, konuyla ilgili bir basın açıklamasında bulunmuştur.  
Düşüncemiz şudur: Jüri bir ekip olarak hareket etmeli ve görevi sadece ön jürinin elemesinden geçip festivale sunulan filmlerin arasındaki en iyileri değerlendirmek olmalıdır. Jürinin, filmleri hukuksal, ahlaki, vs. açılardan tartıp, icazet vermek gibi sorumlulukları yoktur. Kaldı ki kimsenin sanatçı ile izleyicisi arasına girmek ya da seyirciyle buluşmasını engellemek gibi bir hakkı olamaz. Bir sanat eseri  hakkında herhangi bir kurumdan bir rapor alınarak değerlendirme yapılamaz.
Sanatta sansürün her şekline karşı olduğumuzu, daha da önemlisi çalışmalarımızı Türkiye’nin en eski film festivali olan Altın Portakal’ın saygınlığına yakışır şekilde sonuçlandırmak gayretiyle hareket edeceğimizi bildirir, saygılarımızı sunarız.  

‘Naylon profesörü’ kilit de kurtarmadı

‘Naylon profesörü’ kilit de kurtarmadı
Hakkında 49 suç kaydı, 6 yakalama kararı ve 6 yıl kesinleşmiş hapis cezası
bulunan ‘Hayali ihracat profesörü’ Abdurrahman Yakupreisoğlu, sonunda yakalandı. Sevgilisini belirleyip izini bulan polis önünü kesince kendisini aracına kilitleyen Yakupreisoğlu, çağrılan çekiciyle emniyete götürüldü.




Hayali ihracat profesörü’ olarak tanınan, dolandırıcılıktan kara para aklamaya 49 suç kaydı bulunan, 6 suçtan hakkında yakalama kararı çıkarılan, sahtecilikten 6 yıl kesinleşmiş hapis cezası bulunan Abdurrahman Yakupreisoğlu, Etiler’de yakalandı. “Balina” ve “Paraşüt” gibi hayali ihracat davalarında adı geçen Yakupreisoğlu’nu uzun süredir arayan polis, ‘hayali ihracat profesörü’nün izini, sevgilisi olduğu belirlenen bir kadının evinde buldu. Ekipler, geçtiğimiz pazartesi günü, Yakupreisoğlu’nun bu evden çıkarak Etiler, Akmerkez’e gittiğini belirledi. Akmerkez’den çıkıp lüks aracına binen Yakupreisoğlu’nun önü, saat 16.30’da kesildi.

Polis uzun süre dil döktü

Polisleri görünce şaşıran Yakupreisoğlu, önce otomobilin camlarını kapattı, daha sonra tüm kapıları kilitledi. Yaklaşık yarım saat, Yakupreisoğlu’nun kilitleri açması için dil döken polis, bunda başarılı olamayınca bir çekici çağırdı. Otomobiliyle çekiciye yüklenen Yakupreisoğlu, bu halde Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi.
Yakupreisoğlu, emniyette de direnişe devam etti. Polisin sabrı tükendi. Yakupreisoğlu’na, biber gazını gösterdiler ve “Eğer çıkmassan içeri biber gazı sıkacağız. Karar senin” dediler.

Biber gazını görmek yetti

Biber gazını gören Yakupreisoğlu, hemen otomobilin kilit sistemini açtı ve otomobilden çıktı. Gözaltına alınan Yakupreisoğlu’nun üzerinde “Abdurrahman Iagubreisoğlu” adına düzenlenmiş Gürcistan pasaportu çıktı. Yakupreisoğlu’nun pasaportunun gerçek olup olmadığı ile ilgili araştırma sürerken, aynı pasaportla 10 kez yurtdışına giriş çıkış yaptığı belirlendi. Şüpheli, işlemlerinin ardından savcılığa çıkarıldı. Mahkemeye sevk edilen Yakupreisoğlu, tutuklanarak Metris Cezaevi’ne konuldu.

11 Ekim 2012 Perşembe

Yılın ilk kurbanı o


Kaçan kurbanlık görüntüleri, Kurban Bayramı'nın sıradan olayları arasında yer alır. Ama bu sefer Bayram gelmeden Bolu'da bir boğa kaçtı ve bu olayda bir kişi yaralandı.







Bolu’da, araçtan indirilirken kaçan kurbanlık boğa, kentin en işlek caddesinde insanların arasına daldı. 1 kişiyi yaralayan boğanın peşine polis, zabıta ve belediye ekipleri düştü. Yaklaşık 3 kilometre kovalandıktan sonra büyükbaş hayvanların bulunduğu tarlaya giren boğa, uyuşturucu iğne atılarak yakalandı.

Olay, saat 10.30 sıralarında Karaçayır Mahallesi’nde meydana geldi. Turgut Yurdakul’un hayvan pazarından aldığı boğa, araçtan indirilerek ahıra alınmaya çalışılırken, Hakan Erdem, hayvanı elinden kaçırdı. Yaklaşık 2 kilometre kovalanan boğa, kentin en işlek caddesi İzzet Baysal’a girdi. Belediye Meydanı’nda insanların arasına dalan boğanın saldırdığı 50 yaşındaki Mustafa Batır, kanlar içerisinde yere yığıldı. Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine gelen 112 Acil Servis ekibi, yüzü kanlar içerisinde kalan Mustafa Batır’a müdahalede bulundu. Mustafa Batır, kaldırıldığı Köroğlu Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı.

Boğa, vatandaşların korkulu bakışları altında kaçmaya devam ederken, polis ve zabıta ekipleri peşine düştü. Yaklaşık 3 kilometre boyunca kovalanan boğanın yakalanması için Bolu Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü’nden ekip istenildi. Çıkınlar Mahallesi’nde büyükbaş hayvanların bulunduğu tarlaya giren boğanın peşine düşen görevliler, hayvanın yanına yaklaşarak bayıltıcı iğne attı. İğnenin etki etmemesi üzerine boğaya 2 iğne daha atıldı. 3 bayıltıcı iğnenin ardından boğa bayıldı. Boğa ağaca bağlandı.

Boğayı araca bindirirken ellerinden kaçırdıklarını söyleyen Hakan Erdem, "Peşinden koştuk ama bir türlü kontrol altına alamadık. Buraya kadar kaçtı" dedi.

SMS kaybı 23 milyar doları bulacak

SMS öldü yaşasın yeni kral

Akıllı telefonlarla kullanılabilen ücretsiz mesaj uygulamaları telekom şirketlerine pahalıya mal oldu. Bu sene sonu itibariyle telekom şirketlerinin kısa mesaj servisi(sms) kazançlarının dünya çapında 23 milyar dolar azalması bekleniyor.




Teknolojideki gelişlmeleri araştıran Ovum şirketine göre akıllı telefonlarla kullanılabilen WhatsApp gibi uygulamaların popülerliğinin giderek artmasıyla bu miktarın 2016 sonunda 54 milyar dolara çıkacağı tahmin ediliyor. 
Şirketin hazırladığı rapora göre akıllı telefonlara olan talebin gitgide büyümesi ve bedava mesaj uygulamalarının artması nedeniyle SMS’e olan talep de gitgide azalacak.
Ovum, bu koşullarda telekom şirketlerinin durumu kabullenmesi ve farklı bir taktik uygulaması gerektiğini belirtiyor. 
Ovum, 2009 yılında telekom şirketlerinin konuşma dışı kazançlarının toplam kazançlarının yüzde 57’sini oluşturduğunu belirtirken bu oranın 2012’de yüzde 47’ye düştüğünü vurguladı.   

Türk uçaklarının rotası değiştirildi


Hacıları taşıyan Türk uçaklarının rotası değiştirildi. Uçaklar Suriye hava sahasını kullanmadan Cidde'ye gidecek.







Rusya’dan kalkıp Şam’a giden Suriye Hava Yolları’na ait bir uçağın dün gece Ankara'da içinde askeri kargo olduğu şüphesiyle iki F-16 uçağı eşliğinde indirilmesi sonrası yaşanan kriz ve Suriye hava sahasının emniyetsiz hale gelmesi nedeniyle, Türk uçaklarına Suriye hava sahasını kullanmadan Cidde’ye gidebilmeleri için yeni bir rota verildi. 
Türk uçaklarının Cidde’ye daha çok hacı adaylarını  taşıdığını ve yoğun bir trafik yaşandığını belirten yetkililer, yeni rotanın Mersin Mut üzerinden Akdeniz’e çıkış yaparak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hava sahası daha sonra Ürdün hava sahası yoluyla Cidde olduğunu söylediler. Avrupa’dan kalkan Türk uçaklarının da Mısır hava sahasını kullanıp oradan Cidde’ye gidebilecekleri belirtildi.
UÇUŞLAR DÜN GECE BİR SÜRE DURDURULDU
Suriye hava sahasının emniyetsiz hale gelmesi ve iki ülke arasındaki gerginleşen ilişkiler nedeniyle Türk sivil uçaklarının bu bölgedeki uçuşları dün gece bir süre durduruldu. Bu gelişme üzerine Türk Hava Yolları’na ait Cidde seferini yapan uçak, olaydan hemen sonra dün saat 18.45 sıralarında Adana Şakirpaşa Havalimanı’na iniş yaptı. Yolcular ise uçaktan indirilmedi. Rotası açıklanmayan ve yaklaşık 330 yolcusu bulunan uçak, 78 dakikalık rötardan sonra Cidde seferi için saat 19.58’de yeniden havalandı.
Daha önce Türk sivil uçakları Cidde’ye giderken güneyde Hatay Kamışlı üzerinden çıkış yapıp Halep üzerinden Cidde’ye gidiyorlardı. Ancak yaşanan olaylardan sonra dün saat 21.10’dan itibaren Suriye hava sahasının kullanılmasının sakıncalı olacağı gerekçesiyle Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü yeni bir rota belirledi. Bunun üzerine Türk uçaklarının Mersin Mut üzerinden Akdeniz’e çıkış yaparak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hava sahası daha sonra Ürdün hava sahasını kullanarak buradan Cidde’ye gidecekleri talimatını verdi ve böylece yeni bir yol belirledi.
Yetkililer, Avrupa’dan kalkan Türk uçaklarının da Mısır hava sahasını kullanıp oradan Cidde’ye gidebileceklerini belirttiler.

Suriye uçağındaki yolculardan ilginç iddialar


Türkiye’nin dün akşam Ankara’da iniş yapmaya zorladığı uçağın yolcuları ve mürettebatı kendilerine uçağın acil iniş yaptığı ve Türk askerinin olayla ilgisi olmadığı yönünde “düzmece kağıtlar” imzalatıldığını iddia etti.




Uçaktaki hosteslerden Şirin Azis, Rusya’nın İngilizce yayın yapan kanalı RT’ye yaptığı açıklamada, “Uçaktaki dört kişi kağıtları imzalamaya zorlanırken dövüldü; ikisi yolcu, ikisi de mürettebattandı. Bu kağıtların neyle ilgili olduğunu bilmiyoruz. Kaptanın durumuyla ilgili endişeliyiz. Kaptanı alıp götürdüler ve acil iniş belgelerini imzalamazsa gözaltına alınacağı yönünde tehdit ettiler” diye konuştu.

LİCE'DE ASKERİ HELİKOPTER DÜŞTÜ: ŞEHİT VE YARALILAR VAR


Diyarbakır'ın Lice İlçesi’nde, Abalı Köyü'ndeki üs bölgesine giden askeri helikopter düştü. Lice'de Abalı Köyü Üs Bölgesi'ne giden Sikorsky helikopter, üs bölgesindeki görevli askerlere yemek gönderilmesi için kullanılan seyyar teleferik teline çaptı. Kaza sonucu ilk belirlemelere göre 1 asker şehit olurken 6 asker de yaralandı.




Kuyruk tarafından tellere çarpan helikopterin pilotunun acil iniş yapmak isterken, gövdesi üzerine düştüğü öğrenildi. Kazada helikopterde bulunan 1 asker şehit olurken, 6 asker de yaralandı.  
Yaralı askerlerin helikopterlerle Diyarbakır'da hastanelere götürülerek tedavi altına alındı. Helikopterin düştüğü bölgede asker yetkileler inceme başlattı.